19 Mart 2014 Çarşamba

"SAPKA" MUNIB ENGIN & AISE SEVDA NOYAN

"ŞAPKA" MÜNİB ENGİN & AİŞE SEVDA NOYAN

  Yazarı tanımayan yoktur,renkli ve mücahid kişiliği ile tüm kalplerde yer etmiştir sanıyorum.Saygı değer hanım efendi olan eşi Sevda Noyan ile birlikte kaleme aldığı bu eser; başlangıçta biraz durgun olmasına rağmen sonrasında heyecanlı bir maceraya dönüşüyor.Şapka inkılabını,dönemin medrese mezunu bir şahsiyeti konu edinerek yaşadıklarını anlatan trajikomik,çarpıcı ve olağanüstü sürükleyici bir roman. Zaman zaman gülüyor, zaman zaman da üzülüyor, hatta kahroluyorsunuz. İnsanların bir şapkaya sahip olabilmek için neler neler yaptıklarını, yaşadıklarını okuyunca önce ister istemez şaşırıyor, ardından üzülüyorsunuz. Roman kahramanı Ahmet Hilmi'nin romana kaynaklık eden günlüğünün torununun eline geçtiğinde arkadaşıyla yaptığı diyalog ilginç bir dün-bugün kıyaslaması yapmamızı sağlarken,romanın sonunun çok sürpriz bir şekilde bitmesi de bu romanı okumayı gerekli kılıyor.
 Eserde anlatılan;okurun kalbinin derinliklerini sızlatan tertemiz bir hasret öyküsü ile sarıp sarmalıyor.Acaba Nur'u aynına kavuşacak mı diye düşünce içinde iken aman düşürme,çaldırma şapkanı diye endişeyle devam ediyor..
  Kahramanın her sıkıntısını Kur'an-i çerçevede yorumlaması,her alanda eğitim aldıktan sonra "-döndüm dolaşım,döndüm dolaştım sonunda yine Mübarek Kur'an'a vardım,onunla yeniden buluştum..!" ifadesi düşündürücüdür.
  Biz inkilaplar içinde harf inkilabını anlamlandıramıyor ve hayretler içinde kalıyorken; okuyamadığımız ecdadımızın eserleri için hayıflanıyorduk.Ancak bu roman sayesinde Şapka iktisasının da nederece saçma ve akıl almaz bir icraat olduğunu idrak ettik."O" dönemde sistematik olarak dinden ve Osmanlı kültüründen uzaklaştırıldığımız ayan açık ortada iken kendisini Cumhuriyet kılıfı ardına saklayan muhteremler,tıpkı kahramanın asılmasını hedefleyerek ona suçsuz yere saldıran zatın ruhunu günümüzde de canlı ve diri tutuyorlar.İşte kitabı bu sebeple özellikle geçmişinden bi haber yeni nesil ile mutlaka buluşturmalıyız ki,o saf temiz zihinler böyle nimetlerden mahrum kalmasın..
  Bir solukta sonuna geldiğimiz bu romanın, son bölümünü okuduğumda nereden nereye geldik,o günden bugüne ne kadar yozlaşmışız ne kadar yozlaştırılmışız diye çok üzüldüm. Hem yazarların hem de bizleri bu hale sokanların ellerine sağlık diyorum.Bu kitabı mutlaka okuyun,sonrasında siz de herkese tavsiye veya hediye edeceksiniz bunu çok iyi biliyorum.

"Dilimde nur-ı imanım başımda kapkara şapka
Misal-i subh-i kazib nur u zulmete a'yan oldum
Dedim ayinede seyreyleyince kendimi fi'l-hal
Balıkçı kör Yivan yahut kuyumcu Estapan oldum
Aba 'bonjur', silindir şapka oldu sikke-i molla
Bu uydurma kıyafetle rüsvay-ı cihan oldum.."